Coronavirüs Günlüğü 04: Hayat Topraktan Taşar

Sırbistan’da Coronavirüs salgını için alınan önlemlerin kapsamı her hafta genişliyor. Yeni kararlara göre tüm pazar yerleri, oyun salonları, kuaförler kapatıldı. Cumartesi 13:00’dan Pazartesi 05:00’a kadar herkese sokağa çıkma yasağı var. Cumartesi yarım gün, Pazar tam gün kimse evinden çıkmayacak. Bunun yanında 2 kişiden fazla yan yana bulunmak da ikinci bir emre kadar yasak. Gece 23:00 – 01:00 arası evcil hayvanı olanlar, yalnız başlarına, evlerinden en fazla 100 metre uzaklaşarak evcil hayvanlarını dolaştırmaya çıkarabilecek. Şüpheli kişilerin ev karantina süresi 14 günden 28 güne çıkarıldı. Bu yasakların sonu komple sokak yasağına doğru yaklaşıyor. Ortalıkta söylentiler dolaşıyor. Tamamen sokak yasağı başlarsa markete gitmek için her gün polisten izin almak gerekecek. Market ve eczane dışında hiç bir yer açık olmayacak.

Coronavirüs Günlüğü 04: Hayat Topraktan Taşar – Yolda Kal
Market girişinde birbirinden uzak duran insanlar.

Coronavirüs ve İzole Hayat

Türkiye’de sağlık bakanlığıHayat Eve Sığar” sloganı ile izole sosyal hayatın önemini ve gerekliliğini vurguluyor. Sırbistan’da 3. haftayı yaşadığımız izole hayat ise yepyeni zorlukları karşımıza çıkarıyor. Burada halkın çoğu sebze ve meyve alışverişini pazarlardan karşılıyor. Bizdeki gibi haftanın belli günleri değil, pazar yerleri her gün açık-tı. Marketlerin sebze, meyve reyonları son derece kısıtlı ve ürünler pek hoş değil, pahalı. Pazarlar kapatılınca insanlar sosyal medyadan taze sebze, meyve nereden bulacaklarını sormaya başladı bile. Fakir fukara nasıl yapacak, hiç fikrim yok. Bir şekilde köydeki eş, dost, akrabadan patates, soğan, kabak gibi temel sebzeleri alabilirler. Biz köydeyiz, komşulardan bir şekilde ürün buluruz fakat şehirliler için can sıkıcı bir durum.

Coronavirüs Günlüğü 04: Hayat Topraktan Taşar – Yolda Kal
Coronavirüs pazarı, korku filmi gibi.

Olaylar bu şekilde ilerleyince biz de planlarımızı değiştirdik. Baharat fidesi ve kesme çiçek yetiştireceğiz diye ev kiralamıştık, sera kurmuştuk. Şimdi kara kara nereye ne kadar sebze ekeriz diye düşünüyoruz. Baharat fidesi için kurduğumuz seraya domates, biber, çiçek için ayırdığımız alanın yarısına patates, soğan, barbunya, patlıcan ekeceğiz.

Tohum ekmeyi, sebze yetiştirmeyi öğrendiğim için kendimi şanslı hissediyorum. 20 sene önce parktan topladığım toprakları plastik bardaklara doldurup pazardan aldığım domates, biberlerin çekirdeklerini ekiyordum. Bu şekilde sebze yetiştirmeye çalışırken arkadaşlarım dalga geçiyordu. Bu iş böyle olmaz diyorlardı. O zamanki gençliğin de gazıyla “bir gün ortalık karışır, bir avuç toprak, bir kilo domatesle baş başa kalırsak tohum ekmeyi bilenler yaşar, bilmeyenler avucunu yalar” diyerek kendimi savunurdum. Bugün ise tohum ekmeyi öğrendiğim için, tohum topladığım için, bir avuç bahçeye sahip olmak için her yolu denediğim için kendimle gurur duyuyorum.

coronavirüs salgınında toprak en büyük dostum.
coronavirüs salgınında toprak en büyük dostum.

Görüyorum ki hayatın eve sığmadığı günlerde toprak en büyük kurtarıcımız oluyor. Kırsal nüfusun azaldığını, yaşlılaştığını ve yaşadığımız şu zorlu zamanları düşündükçe tanıdığım, tanımadığım herkese aynı şeyleri söylemeye başladım. Tohum ekmeyi, sebze yetiştirmeyi öğrenin. Hiçbir şey bilmiyorsanız, her şey zor geliyor ise, bir avuç toprağın içine bir tutam nane, maydonoz, dereotu, roka tohumu atın. Güneş gören bir pencerenin önüne koyun. Arada sırada sulayın ve doğanın mucizesine tanık olun.

03 Nisan 2020 / V. Radinci

Bu yazının sonunda sizi bir fasulye tohumunun 25 günlük macerası ile başbaşa bırakıyorum.

1 Yorum

  1. Çok güzel yazı dizisi olmuş Güneş. İnsanların bu zor zamanda izole olarak fark ettikleri bir durum var: doğaya dönmek. Az da olsa; üretmeyi yeniden öğrenmeye başladılar. Mesela; evde ekmek yapmak gibi, bahçeleri olmasa dahi balkonlara yeşillik, domates vb. ekmeye başlamak gibi. Tüketen insandan, üreten insana dönmek için meğersem başımıza böylesine bir salgın gelmesi gerekiyor. İşe, iyi tarafından bakmak gerekirse, umarım üreticilik kalıcı olur. Bahçedeki mahsuller olunca, benim içinde güneşli bir Sırbistan gününde tadını ve keyfini sürersin, umarım.

CEVAP VER

Yorumunuz
Adınız

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.