Bahar geldi, cemreler düştü, yaz tatiline şunun şurasında ne kaldı? Peki, açılışı nerede yapacağınıza karar verdiniz mi? Kararını verenlere, planlarını yapanlara diyecek bir şeyimiz yok ama hala yaza nerede merhaba diyeceğini düşünenlere harika bir önerimiz var.
Klasik tanımıyla; Akdeniz’in incisi, turizmin cenneti Antalya.
“Peki, neden Antalya” diyenler için birkaç madde aşağıda…
Yaz sezonu Antalya bölgesinde mayıs ayı ile birlikte başlar. Hava ne bunaltacak kadar sıcaktır ne de üşütecek kadar soğuk. Sabah sıcak ve güneşli bir güne uyanmanın tadına vararak güzel bir kahvaltı eşliğinde günün planını yapmaya başlayabilirsiniz. Yapacak olduğunuz bu planlara bizden birkaç öneri de şu şekilde;
Sakin Antalya Plajları
Mayıs ayında plajlar daha sakindir. Antalya Konyaaltı Plajı ya da Lara Plajı dingin ve huzur dolu olur. Yok ben Antalya plajlarında denize girmek istemiyorum derseniz de Side, Alanya, Belek, Olympos, Kemer, Kaş taraflarına gidebilirsiniz. Böylece Antalya’dan başlayıp Gazipaşa yakınlarına kadar incecik kumun ve tertemiz masmavi denizin bulunduğu farklı kumsallarda denize girebilirsiniz.
Antalya Doğa Rotaları
“Benim bütün gün denize girip boş boş oturmaya hiç niyetim yok, çevre gezisi yapmak istiyorum; yaylalara çıkmak, doğayı kucaklamak istiyorum” diyenlere işte alternatif rotalar;
Antalya’nın dört bir tarafına dağılmış olan yaylalar da Akdeniz’in keşfedilesi yerlerinden. Yaylaların bulunduğu Toroslara doğru ilerlerken narenciye bahçelerinin kenarından devam eden yollar, rakım yükseldikçe maki ve çam ağaçlarının etrafında ilerler. Hatta yol kenarında durup şöyle bir arkanıza baktığınızda harika bir manzaranın size eşlik ettiğine tanık olursunuz. Yaylalara ulaşım kolay ve yollarının gayet iyi durumda olduğunu da ek bir bilgi olarak verelim.
Eşsiz Mağaralar
“Toros Dağları’nın tepelerinde ben ne yapayım, ben yerin altını merak ediyorum, bana mağaraları gösterin” diyenleri de tabiki es geçmiyoruz. Yerin üstünden çok yer altı ve mağaralarla ilgilenenlere gelsin bu madde;
Türkiye’nin en büyük mağaralarından biri olan Karain Mağarası ile keşfe başlayabilirsiniz. Alanya’nın içinde ve deniz kıyısında bulunan Damlataş Mağarası, Dim Mağarası, Konakaltı Mağarası görülmesi gereken mağaralardan sadece birkaçı. Bu mağaralardan bize göre en özeli ise; Gök Mağarası’dır. Finike sınırları içinde yer alan bu mağara dalgıçların ilgisini çeken tatlı su kaynaklarından biridir ve mağara dalışı için oldukça uygundur.
Birbirinden Güzel Şelaleler
Bana biraz da su sesi dinletin diyenler; Düden Şelalesi, Manavgat Şelalesi ve Kurşunlu Şelalesi buz gibi kaynak suyunun aktığı doğa harikası şelaleler. Şelalelerin aktığı yerlerde bulunan kafelerde bir yandan çayınızı ve kahvenizi yudumlarken bir yandan da suyun huzur veren sesini dinleyebilirsiniz.
Antik Kentler
Bu kadar doğa gezisi yanında biraz da Antalya tarihini öğrenmek istiyorum diyorsanız antik kentler sizi büyülü dünyasına çağırıyor. Antalya Müzesi’nde sergilenen eserlerin yanında Manavgat Antik Kenti’ni, Alanya Antik Kenti’ni gezerek zamanda şöyle bir yolculuk yapmaya ne dersiniz?
Antalya Gece Hayatı
Bu kadar kültür turu yaptırıp, sizleri oradan oraya sürükledikten sonra sizi akşam erkenden otelinize gönderip uyutmaya hiç niyetimiz yok. Antalya Kaleiçi’nde bulunan eğlence mekanları gece hayatının nabzını tutuyor. Sadece Antalya merkezde değil; Side, Kemer, Kaş, Alanya’da da gece hayatının ve eğlencenin dibine vurabilirsiniz.
Bu yaz gitmeyi planlıyoruz. Tavsiyelerinizi dikkate alacağım. Teşekkürler paylaşım için.
bekliyoruz misafir buyur gel 🙂