Türk Hava Yolları ile İran, Şiraz Seyahati

Şiraz seyahati çok uzun zamandır hayalini kurduğum, çıkmak için sabırsızlandığım, bir kaç kez plan yapmama rağmen minik aksiliklerle ertelemek zorunda kaldığım hayallerimden birisiydi. En son geçen baharda Kıyı Kıyı Anadolu seyahatime başlamadan önce 15 günlük İran seyahati planlamıştım. Bir kez daha zaman ve nakit sıkıntım sebebiyle ertelemek zorunda kalmak beni oldukça üzmüştü. Kısa bir süre önce aldığım haber ise beni son derece heyecanlandırdı. Türk Hava Yolları‘nın sponsorluğunda hazırlanan İran, Şiraz tanıtım seyahati için davet edilmem mutluluktan havalara uçmama sebep oldu.

Haftasonu için oldukça yoğun ve dolu dolu yaptığım seyahat ile şiirler gibi gizemli, masallar gibi heyecan verici, bahçelerindeki rengarenk çiçekler gibi gösterişli şehir Şiraz‘ı yakından tanıma fırsatını buldum. Her köşesi ayrı bir yazının konusu olabilecek, her detayı ayrı bir fotoğraf karesinde saklanacak birbirinden güzel yerleri tekrar görebilmek için sabırsızlanıyorum. Dürüstçe söylemek gerekirse İran seyahati için ne haftalar ne de aylar yetecek gibi görünmüyor. Tekrar tekrar gidip aylarca keşfedilmesi gereken bir ülke olduğunu tüm içtenliğimle söyleyebilirim.

İran Hakkında Bildiklerinizi Unutun!

Şiraz sokakları düzenli, temiz. Sakin, yardımsever ve kültür sahibi insanlarla dolu.
Şiraz sokakları düzenli, temiz.

Türkiye’nin komşusu olmasının yanında derin bir tarihe sahip ve kültür bağımızın bulunduğu İran maalesef ülkemizde yeterince doğru tanınmıyor. Bunun bir çok sebebi olabilir. İki günlük Şiraz seyahati bile aslında zihnimizdeki İran fikrinin çok fazla yanlışla dolu olduğunu anlamama yetti de arttı bile. Bahçeler ve parklarla dolu şehir merkezi, şairler için yapılmış türbeleri, her köşesi apayrı güzelliğe sahip işlemeleriyle dolu harika mimariye sahip camileri, derin tarihi mirasları, lezzetli yemekleri ve her şeyden önemlisi sımsıcak, misafirperver ötesi halkı ile Şiraz gönlümü çalmayı gerçekten başardı.

Sokaklarında sakinliğin ve huzurun hakim olduğu, baharatlar ve rengarenk ipek kumaşlarla bezeli dükkanlarda son derece saygılı esnafın dürüstçe ticaret yaptığı, birbirinin sözünü kesmeden diyalog kuran insanlarla dolu sokaklarında bulunmaktan mutluluk duydum. Yediğim içtiğim benim olsun, sizlere Şiraz seyahati sırasında gördüklerimi aktarmak istiyorum. İlk fırsatta aylarca vakit geçirmek için bir kez daha İran’a gitmek için sabırsızlanıyorum.

İran’a Ulaşım

Türk Hava Yolları İran’da Tahran, Tebriz, Meşhed, Kirmanşah, İsfahan ve Şiraz olmak üzere 6 noktaya uçuşlar düzenlemektedir. Bu durum İran seyahati yapmak isteyenlere büyük bir fırsat sunuyor. Gidiş ve dönüşü farklı noktalardan satın alarak gün kaybı yaşamadan İran’da çok güzel rotalar çizebilirsiniz. Tebriz’den başlayarak Tahran, İsfahan, Şiraz şeklinde bir rota ile İran’ın birbirinden farklı şehirlerini, kültürel ve tarihsel yapılarını keşfetme fırsatını yakalayabilirsiniz.

Şiraz'daki THY ofisinin tasarımına bayıldık.
Şiraz’daki THY ofisinin tasarımına bayıldık.

Ülke içi ulaşım otobüs ve tren ile son derece kolay ve ucuz. Birbirine yakın bir çok şehre günübirlik ziyaretler düzenlemek İran seyahatinin dolu dolu geçmesini sağlayabilir. Öğrendiğime göre çoğu yerde taksiciler ile anlaşırsanız uygun bir ücretle şehir içinde sizi tarihi ve kültürel yerlere götürebiliyorlarmış.

Türk Hava Yolları desteğiyle gittiğimiz Şiraz seyahatinin tur programını THY acentası Tachar Tur firması hazırladı. Firmanın yöneticisi Mehdi Bey turizm konusunda son derece deneyimli, inanılmaz yardımsever ve sıcakkanlı tavırlarıyla haftasonu seyahatimizin çok iyi geçmesini sağladı. Tur süresince bize eşlik eden rehberimiz Azam son derece akıcı ve net İngilizcesi, doyurucu tarih bilgisi ile gittiğimiz her yer hakkında detaylı bilgiler almamızı sağladı. Beklentimin çok üstünde, harika bir tur programı ile Şiraz’ı tanımakla kalmadık aynı zamanda şehri yaşama fırsatını da bulduk.

Rehberimiz Hafız'ın Divanın'dan şiir okurken.
Rehberimiz Azam, Hafız’ın Divanın’dan şiir okurken.

Tachar Tur İletişim Bilgileri:
Telefon: +98 711 641 4404
E-Posta: [email protected]

Şiirlere Yakışır Kent: Şiraz

Şiraz hem tarihi hem de kültürü ile İran’da özel bir yere sahip. Bünyesinde barındırdığı muhteşem eserler, tarih boyunca burada yaşamış olan saygıdeğer şairler ve tarih boyunca büyük hükümdarlıklar için önemli bir merkez olması şehirdeki yaşamı ve tarzı da etkiliyor. Şiraz’a ilk vardığımda dikkatimi çeken şey çoğunlukla bir kaç kattan ibaret binaların fazlalığı oldu. Konakladığımız Chamran Grand Hotel sanırım şehrin en yüksek binasıydı.

Şehrin dört bir yanında yer alan bahçeli evler, göz alıcı düzenlemeye sahip geniş parklar, sakin insanların doldurduğu canlı sokaklar ve tabii ki insanı büyüleyen muazzam tarihi eserleri ile Şiraz beni benden aldı diyebilirim.

Persepolis – Takht-e Jamshid

Persepolis girişi, Şiraz, İran
Persepolis Girişi | Şiraz, İran

Pers İmparatorluğu’nun başkenti olan Persepolis, MÖ 6. yüzyıl sonlarına doğru Pers Kralı I. Darius (Dara) tarafından kurulmuştur. Darius’dan sonra tahta çıkan I. Serhas (Xerxes) ve Artakserkses (Ardaşir) şehri büyüterek harika anıtlarla doldurmuşlardır.

Persepolis yolunda şehrin bir bölümü. Fırsatınız olursa şehri ziyaret edin.
Persepolis yolunda şehrin bir bölümü. Fırsatınız olursa şehri ziyaret edin.

Persepolis’e ulaşmak için sabah erken saatte hareket etmeniz uygun olacaktır. Şehre uzak bir mesafede bulunsa da yol boyunca gördüğüm yerleşim yerleri çocuksu bir heyecana sebep oluyor. Gerçek bir çölde yer alan şehri, insanları ve ilginç mimarileri ilk kez bu kadar yakından görme fırsatına sahip oluyorum.

Tarihin en muazzam şehirlerinden birisi.
Tarihin en muazzam şehirlerinden birisi.
Kertenkele şehirde temaslarda bulundu.
Kertenkele şehirde temaslarda bulundu.

Girişinde “Tüm Halkların Şehri” yazan tarihi bir şehri ziyaret etmek son derece heyecan verici. Tarih boyunca yaşananların ardından ciddi bir bölümü zarar görmüş olsa da antik şehirde çok ilginç anıtlara ve kabartmalara rastlamak mümkün.

Şehrin saray bölümünde yer alan kabartmalarda dostane ilişkiler vurgulanmakta.
Şehrin saray bölümünde yer alan kabartmalarda dostane ilişkiler vurgulanmakta.

Bunlar arasında Pers ve Medli asillerin elele tutuştuğu ve yüzyüze konuştuğu anı betimleyen kabartmalar beni fazlasıyla etkiledi. Şehirdeki barışı ve anlayışı simgeleyen bu görüntüleri günümüzde de görmeyi çok isterdim.

Nekropolis – Nakş-ı Rüstem

Persepolis’in yakınındaki dağın yamaçlarında yer alan kayalardan oyularak yapılan ve saray görünümlü iki kaya mezar vardır. Frigya kral mezarlarına benzeyen bu mezarlar “Taht-ı Cemşid” ve “Nakş-ı Rüstem” olarak anılırlar. Bunlardan biri Darius I’in mezarıdır.

Kertenkele Nekropolis'te kalmak istedi. Kendisini zor ikna ettim.
Kertenkele Nekropolis’te kalmak istedi. Kendisini zor ikna ettim.

Rehberimizden öğrendiğime göre mezarların içinde kralların bedenleri günümüzde dahi durmaktadır. Bu mezarlar ilk bulunduğunda yerli halk ne olduğunu tam olarak anlamasa da bölgede bulunan kabartmalardan anladıkları kadarıyla bir kahraman için yapıldığını düşünmüşler. Perslerin destansı kahramanı Rüstem adına yapıldığını düşündükleri bu yapıya “Nakş-ı Rüstem – Rüstem’in resmi” adını vermişler. Daha sonraları bu yapının kral mezarları olduğu belirlense de Nakş-ı Rüstem adı kullanılmaya devam etmiş.

Kerim Han Kalesi

Kerim Han Kalesi, İran’ın Şiraz şehrinde Zend hanedanı dönemine ait tarihi kaledir.

Kale, Kerim Han Zend tarafından 1766 tarihinde yaptırılmıştır. Toplam alanı 4000 m², tamamı tuğladan yapılmış surlarının yüksekliği 12 metre olup surlarının dört köşesinde yüksekliği 14 metre olan dört burç bulunur ki bu burçlardan birisi eğiktir. Kaledeki işlemeler ise Kaçar hanedanlığı dönemine aittir.

Kerim Han kalesi girişinde soldaki burç eğik olduğu için dikkat çekiyor.
Kerim Han kalesi girişinde soldaki burç eğik olduğu için dikkat çekiyor.

Kalenin burçlarındaki işlemeler, girişinde yer alan çiniler, girişte bizi karşılayan bahçesi ve iç mimarisi kesinlikle nefes kesiciydi. Kaleye attığım ilk adımdan itibaren hangi yanını fotoğraflayacağımı şaşırdım.

Minyatür ustası abi meğerse İstanbul'da çok tanınıyormuş. Türkçe bildiği için anlaşmak kolay oldu.
Minyatür ustası abi meğerse İstanbul’da çok tanınıyormuş. Eserlerini gururla sergiliyor. Türkçe bildiği için anlaşmak kolay oldu.
Kerim han kalesindeki vitraylar göz kamaştırıcı.
Kerim han kalesindeki vitraylar göz kamaştırıcı.

Kalenin içinde Şiraz’ın ünlü cam ve çini işlemelerinin en güzel örneklerini görmek mümkün. Bir odada yer alan fotoğraf sergisinde Şiraz’ın eski dönem halini görme fırsatını da yakaladık. Kalenin içinde yer alan bir bölümde Şirazlı sanatçıların el emeği eserlerini görmek ve satın almak da mümkün.

Pembe Camii – Masjed-e Naseer ol Molk

İran’ın Şiraz kentinde bulunan geleneksel cami, Mirza Hasan Ali Nasır el-Mülk’ün emri ile 1876’da inşa edilmeye başlamıştır. 1876’da başlayan inşası 1888 yılında tamamlanmış ve kullanılan renkli camlar camiyi dünyanın en renkli camilerinden biri yapmıştır.

Pembe camiyi gece görme fırsatım oldu. Sabah erken saatte uyanamadığım için ışık oyunlarını kaçırdım.
Pembe camiyi gece görme fırsatım oldu. Sabah erken saatte uyanamadığım için ışık oyunlarını kaçırdım.
Pembe camii avlusu.
Pembe camii avlusu.
Pembe camiide günün ilk ışıkları. | Fotoğraf: Yeliz ŞAHİN
Pembe camiide günün ilk ışıkları. | Fotoğraf: Yeliz ŞAHİN

Günün ilk ışıkları ile caminin içinde başlayan renklerin dansı zaman ilerledikçe farklı şekil ve tonlara bürünüyor. İnsanı hayretler içinde bırakan Pembe Camii’de saatlerce oturmak, düşünmek, sakinleşmek son derece mümkün.

Narencistan Sarayı – Bagh-e Narencistan

1879-1886 yıllarında, Kaçar Handeanlığı döneminde yapılmış. Misafirler ve yöneticilerin konakladığı avlusunda portakal ağaçları olan yapının karmaşık ve göz alıcı bir mimarisi var. Ana binanın içinde yine yüzlerce aynanın çevrelediği bir oda bulunmakta.

Narencistan bahçesi ve konağı.
Narencistan bahçesi ve konağı.
Her detay ayrı güzellikte işlenmiş.
Her detay ayrı güzellikte işlenmiş.

Şiraz uzun zamandır ayna üretiminde önemli bir merkez olmuş. Aynayı sadece ayna olarak değil aynı zamanda akıllara durgunluk verecek şekilde dekorasyon amaçlı da kullanmışlar. Narencistan sarayının girişinde yer alan aynalarla bezeli oda herkes gibi beni de hayretler içinde bıraktı.

Aynalarla kaplı bir oda ve muhteşem grubumuz.
Aynalarla kaplı bir oda ve muhteşem grubumuz.
Ahşap tavandaki işlemeler baş döndürücü.
Ahşap tavandaki işlemeler baş döndürücü.

Yan bölümde ve üst katta bulunan odalardaki ahşap tavan ve duvar süslemeleri ise son derece muazzam güzellikte. Süslemeler yakın bir geçmişte çok ünlü bir usta tarafından restore edilmiş.

Vekil Camii – Mescid-i Vekil

Vekil camii avlusu
Vekil camii avlusu

1773 yılında Zend’li Kerim Han tarafından yapılmış olan bu cami, kralın ihtişam sergileme hevesinin bir ifadesi olmuştur. İran camilerindeki geleneksel dört eyvan yerine, burada çok güzel düzenlenmiş iki büyük avlu inşa edilmiş. İç avlu, harika çini işlemeli kameriye ve sundurmalarla çevrelenmiş. Caminin mihrab bölümü tamamen mozaik işlenmiş ve her biri tek parça taştan kesilmiş 48 sütunla desteklenmiş bir kubbenin altındadır.

Her bir sütun yekpare ve işlemeleri harika.
Her bir sütun yekpare ve işlemeleri harika. | Serdal ve Yeliz ŞAHİN
Caminin süslemeleri harika portreler çekmemi sağladı.
Caminin süslemeleri harika portreler çekmemi sağladı. | Öykü KOMAN

Vekil Camiinin avlusundan görünümü son derece estetik ve bildiğim cami tanımının biraz dışında. Adım atıp iç avluya yaklaştıkça gördüğüm ince detaylı işçilikler bir kez daha başımı döndürüyor. İç bölümde bulunan sütunlar, işlemeler ve mimari yapısı muhteşem fotoğraflara zemin hazırlıyor.

Vekil Pazarı – Bâzâr-ı Vekil

Sıcak iklimin rahat esnaflarından.
Sıcak iklimin rahat esnaflarından.

Söylenenlere göre Vekil Pazarı Şiraz’ın en güzel ve hatta İran’ın da en otantik atmosferine sahip pazarıdır. Zend’li Kerim Han şehri ticaret merkezi dönüştürmek istediği için bu pazarı yaptırmış. Pazar yapı olarak kapalı çarşıyı andırsa da emin olun kapalı çarşıdan çok daha huzurlu ve güzel bir atmosfere sahip. Labirent gibi koridorlarında kaybolmak, birbirinden güzel kumaşlar, baharatlar, hediyelikler arasında kah satıcılarla sohbet etmek kah çılgınca pazarlık etmek Vekil Pazarı’nı keşfetmenin en güzel yoludur.

Çiniler muazzam güzellikte.
Çiniler muazzam güzellikte.
İpekler göz kamaştırıcı.
İpekler göz kamaştırıcı.

Pazarı gezerken satıcıların son derece sakin olması, etrafta gürültü patırtı olmaması bir yandan şaşırttı öte yandan da mutlu etti. Kendimi 1001 gece masallarında yer alan pazarlarda dolaşıyormuş gibi hissettim desem abartmış olmam.

Şah-e Çerağ Türbesi

Şah Cerağ türbesi girişinde en solda elinde püskül olan devrim muhafızlarından.
Şah Cerağ türbesi girişinde en solda elinde püskül olan devrim muhafızlarından.
Şah Cerağ türbesi girişinde çarşaf zorunlu.
Şah Cerağ türbesi girişinde çarşaf zorunlu.

Şiiliğin önemli isimlerinden ve 12 imamdan biri olan İmam Rıza’nın öz kardeşi Seyid Emir Ahmed 835 yılında Şiraz’da düşmanları tarafından öldürülmüş. 14. yüzyılda O’nun anısına mezarının bulunduğu yerde bu türbe yapılmış. Şii’liğin en önemli ziyaret yerlerinden biri olan türbeye kadınların çarşafla girmesi zorunlu. Yanınızda çarşafınız yoksa size renk cümbüşü içinde gerçekten yatak çarşafı olduğunu düşündüğüm örtüler verilmektedir. Girişte kadın ve erkekler için ayrı arama noktaları mevcut. İçeriye kamera alınmıyor. Rehberimiz grubumuza ait izin belgesini gösterip uzun uzadıya konuştuktan sonra sadece avluda bir kaç kare fotoğraf çekmemize izin veriliyor.

Türbenin iç bölümü yerden tavana kadar aynalarla bezenmiş bir mimariye sahip. En ufak bir ışık yansıması bile çılgın görüntüler sunmakta. Burada bulunan türbe çevresinde dua edenleri, ağlayanları ve sadece oturup burada vakit geçirenleri görmek mümkün. İçerde bulunan türbeden ayrılırken herkes yüzünü türbeye doğru tutup geri geri adım atıyor.

Türk Hava Yolları ile İran, Şiraz Seyahati – Yolda Kal
Türbenin içinde çaktırmadan bir kare görüntü alabildim. Türbenin tavanı. Işıldayan her bir parça parmak ucu kadar aynalardır.

Türbeye girer girmez çevrede dolaşan devrim muhafızlarını görmek mümkün. Zamanında ellerinde coplarla dolaşan muhafızlar artık toz püskülleri ile dolaşmaktalar. Sebebi ise oldukça ilginç. Muhafızların kadınlara ve yabancılara dokunmaları yasak. Birisini uyarmaları gerektiğinde ellerindeki bu püskülle hafifçe omzunuza dokunup dikkatinizi çekebiliyorlar.

Türbe kesinlikle turistik bir alan değil. Ziyaretinizde bunu sakın aklınızdan çıkarmayın. İstanbul’daki Sultanahmet veya Aya Sofya’daki gibi rahat tavırlar sergilenmesini pek hoş karşılamıyorlar. Yine de söylemem gerekir ki yabancı olduğumuz için yanımıza gelen görevli kadın bizlere son derece sıcak kanlı yaklaştı. Genel kuralların biraz dışına çıktığımız anlar olsa da bu durumu anlayışla karşılamaları bir kez daha İran’a karşı ön yargıları bir kenara bırakmamız gerektiğini düşündürdü.

Hâfıziye (Hâfız’ın kabri)

Şirazi Hafız'ın türbesi
Şirazi Hafız’ın türbesi

Fars dili ve edebiyatının büyük sanatçısı Hafız, 1324 – 1391 yılları arasında yaşamıştır. Hafız, hayatı boyunca kısa bir süre dışında Şiraz’dan dışarı çıkmamıştır. Şiirlerinde her zaman Şiraz’ın güzelliklerinden bahsetmiş ve ölümünde Şiraz’a gömülmek istemiştir. Hafız’ın gömüldüğü yer daha sonra türbeye çevrilmiş halk arasında burası “Hafıziye” olarak isimlendirilmiştir.

Şirazi Hafız'ın Türbesinin tavanı.
Şirazi Hafız’ın Türbesinin tavanı.

İranlılar için Hafız kesinlikle çok önemli bir yere sahip. Her İranlı’nın evinde Hafız’ın divanı Kur’an’ın yanında yer alırmış. Buradaki insanlar içleri sıkıldığında, bir takım sorunlara çözüm bulamadıklarında, kendilerini çıkmazda hissettiklerinde Hafız’ın ruhuna Fatiha okur ve divandan rastgele bir sayfa açarlarmış. Bunun adına “Fal” demeleri beni oldukça şaşırttı. Dediklerine göre Hafız’ın şiirleri yol göstericiymiş. Hafız’ın kabrini görünce Şiraz’daki insanların tarih boyunca ve günümüzde şiire, şaire ve edebiyata ne kadar büyük bir önem verdiklerini anladım.

Sa’di’nin Türbesi

Seyyah Derviş Şair Sadi'nin Türbesi.
Seyyah Derviş Şair Sadi’nin Türbesi.

Şiraz’da doğmuş ve Şiraz’da ölmüş, (1209-1291) ama hayatı gezilerle geçmiş ve bir anlamda Gezginlerin şairi olmuştur. Sa’di, ilk eğitimini Bağdat’ta almış daha sonra Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Hindistan’a gitmiştir. Hem şiirde hem de düz yazıda çok başarılı eserler vermesinin nedeni, insan karakteri ve yaşam konularında felsefi düşüncelerini sanatıyla birleştirebilmesindeki ustalıktır. Sa’di, bir dönem Haçlılar tarafından esir alınmış ve Tripoli’de cezaevinden tünel kazarak kaçmıştır. Hafız’ın Şiraz’dan dışarıya çıkmayıp dünyayı tek bir şehirden ibaret görmesine karşılık Sa’di’nin şehri, bütün dünya olmuştur. Sa’di, 30 yıldan fazla bir süre gezgin derviş olarak yaşamış, Hindistan’dan Anadolu’ya Lübnan’dan Etiyopya’ya kadar dolaşmıştır. Kendi deyimiyle “ruhsal açlığını doyurmak için” rastgele konukseverliklerle de karşılaşmış, aşırı açlık ve susuzluk dönemleri de yaşamıştır. Verdiği eserlerden en önemlileri “Bostan” ve “Gülistan” isimlerini taşır.

Sadi'nin kabri
Sadi’nin kabri

Türbesi, bir tepenin eteklerinde, “Qanat” ismi verilen su yolu ile beslenen balıklı bir havuz başında, sakin ve huzurlu bir ortamdadır. Türbe, beyaz mermerden yapılmış ve üzerinde :

Şiraz’lı Sa’dinin türbesi aşkın kokusunu saçacak
Hatta, onun ölümünden binlerce yıl sonra bile.

beyiti işlenmiş. Beyaz mermer sütunlar üzerinde çini işlemeli bir kubbe yer alıyor. Türbenin altında mahzen görünümlü bir çayhane var. Şehir merkezinden hareket eden 2 Numaralı belediye otobüsleri buraya 50 metre kadar yakındaki Terminalde duruyor. Türbe girişinde yan yana sıralanmış dükkanlardan her türlü yiyecek maddesi almak ve türbenin bahçesinde buraya gelen birçok İranlının yaptığı gibi piknik yapmak mümkün.

İrem Bahçesi – Bağ-ı İrem

İrem bağlarındaki konak.
İrem bağlarındaki konak.

Bu büyük bahçe, şehrin batı tarafındadır. Kacarlar zamanında İlhanlı Muhammed Ghori isimli hükümdarın emriyle yapılmış olan bu bahçedeki bina, dönemin önemli bir mimarı olan Üstad Muhammed Hassan tarafından yapılmış. Daha sonra binanın çevresi yeşillendirilerek bu bahçe oluşturulmuş. Binanın içinde bahçeye tamamen hakim bir salon ve aynalarla süslenmiş odalar var.

Yoğun programımız sebebiyle İrem Bahçesi’ne geldiğimizde hava kararmış ve bahçe ziyaretlere kapanmıştı. Yine de tur programımızı hazırlayan acentanın müdürü Mehdi bey görevlilerle konuşarak bizim için giriş izni alıyor. Gece ışıklandırmalar ile harika fotoğraflar çekerek Türk Hava Yolları ile Şiraz seyahatimizi noktalıyoruz.

Teşekkürler!

– Bu harika organizasyon ile unutulmaz bir yolculuk yaşamama sebep olan Türk Hava Yollarına;
– Bizi en iyi şekilde ağırlayan, detaylı bilgiler veren, demli çay ikram eden THY Şiraz müdürü Mehmet Bey’e;
– Seyahatimiz boyunca canla başla çekimler yapan, maceraları ile beni hayretlere düşüren, yaptığı işlerden dolayı kendisine hayran bırakan Serdal Bey’e;
– Tüm tur boyunca uykusuz kalan, canla başla bizi bir arada tutarak yönlendiren, sempatik tavırlarıyla kalbimizi kazanan, işine aşık ve görevini hakkıyla yapan rehberimiz Azam’a;
– Her daim yanımızda bulunan, muazzam yerel lezzetleri tatmamıza, gittiğimiz her yerde kapıda karşılanmamıza sebep olan ve güler yüzüyle, hoş sohbetiyle tanımaktan mutluluk duyduğum Tachar Tur genel müdürü Mehdi Bey’e;
– Tur boyunca yanımızdan eksik olmayan TK’dan görevli Belkıs hanıma;
– Tur boyunca bizi yolda bırakmayan, sabahın körü, gecenin bir saati demeden ulaşımımızı sağlayan şöförümüz Bahmani Bey’e;

– Veee tabii ki tüm yolculuk boyunca ilk tanışma anından ayrılık vaktine kadar hoş sohbetleri eksik etmeyen, esprilerle, kahkahalarla, son derece uyumlu davranışlarla ve en önemlisi dolu dolu diyaloglarla yolculuğa asıl anlam katan arkadaşlarım Bahar AKINCI, Öykü KOMAN, Yeliz ŞAHİN, Deniz SUERKAN, Osman KURT ve Gürhan KARA‘ya kucak dolusu sevgilerimi ve teşekkürlerimi iletmek isterim.

11 YORUM

  1. Hayatımda en unutulmaz anlarımı yaşadığım ülkedir İran. Sadece 1 ay kalmıştım ama bir sonraki için 3 ay ayırdım şimdiden 🙂

  2. Ellerinize saglik,cok guzel ve net olarak anlatmissiniz..
    Iranin her tarafi baska guzel,ayni guzel turkiye gibi farkli ve rekli kulturler,medeniyet,yemekler,insanlar,vs.. iye sahip,iran asla medya da anlatiklari gibi degil,kadinlar basurtusu konusunda zorlanmasinlar sadece bir esarp yeterli tamaman kapatmak gerekmiyor,iran gayet govenli bir ulke, aslinda o kadar ortak noktalarimiz varki gelirseniz kendinizi hic yabanci hissetmiyeceksiniz, semili turk halkini her zaman irana ozellikle siraza bekleriz…

  3. Diyosun ki, haftasonu atla uçağa git, gez, gel.
    Bayanların başını örtme zorunluluğu dolayısıyla itici gelebiliyor insanlara, ama bi eşarp örtmek nedir ki.. Ben varım, gitcem bir gün. Rehber yazı olarak da bu sayfanın çıktısını alcam 🙂

    • Baş örtme zorunluluğu olsa da fotoğraflardan göreceğin gibi sıkı sıkı bir kapanma hali yok.
      Haftasonu da kaçılır ama gerçekten haftalar, aylar geçirsen de doyamazsın İran’a.

  4. Bayıldım yazına çok güzel olmuş. Bu tecrübeyi bir de senden dinlemek çok keyifli! Ellerine sağlık…

  5. İki günlük bir gezi için dolu dolu şeyler yazmışsın Güneş , kalemine sağlık .İnşallah en kısa sürede bende giderim .

CEVAP VER

Yorumunuz
Adınız

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.