Kahramanmaraş’ta Doğa Harikası 5 Yer

Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA)’nın daveti ile toplam 12 günce yazarı Kahramanmaraş’ı tanımak ve tanıtmak için hep birlikte yola çıktık. Ekipte kimler yoktu ki. Bilinmeyen Rota, Gezmenin Sonu Yok, Kendin Gez, Sırtçantalılar, Tatlı Gezgin, Yolculuk Notları, Gezgin Yogini, Yoldaki. Tüm yolculuğumuz boyunca bizlere rehberlik yapan, şehirle ilgili harika bilgiler aktaran sevgili Yusuf KOLELİ’nin de Kahramanmaraş ile ilgili çok ilginç ve güzel bilgilerin bulunduğu Maraş Avucumda adlı güncesine göz atmanızı öneririm.

Kahramanmaraş’ı ziyaret edene kadar dondurması ve leziz yemekleri dışında çok bilgim yoktu. Böylesine güzel bir davet ile şehrin dört bir yanını tanıma fırsatı elde etmek beni son derece mutlu etti. Yüzlerce yıl öncesinden günümüze uzanan zanaatkarlar, tarihi dokusu, lezzetli yemekleri ve özellikle hiç beklemediğim şekilde şaşırtıcı doğası ile Kahramanmaraş hayran kaldığım şehirlerden birisi oldu. Dolu dolu geçen seyahatin ardından ilk yazımı Kahramanmaraş’ın doğasına ayırmak istedim. İlerleyen zamanlarda şehrin kültürel ve tarihi yapısı, yemekleri hakkında yazmaya devam edeceğim.

Kahramanmaraş oldukça geniş bir alana yayılmış büyük bir şehir. Yolları görece güzel olsa da iç bölgelere giden yollar genelde toprak. Şehrin farklı bölgelerini ziyaret etmek isteyenler için en uygun seçenek araç kiralamak olsa da coğrafi yapısı motosiklet ve bisiklet dostu. Gördüğüm kadarıyla Kahramanmaraş’ın doğasını iki teker üstünde keşfetmek en güzeli olur.

Kahramanmaraş’ta gezilecek doğa harikalarını keşfederken şehir merkezinde konaklama için tercih edebileceğiniz çok sayıda otel bulunuyor. Eğer siz de seyahatiniz için uygun fiyatlı bir otel bulamadıysanız, Enuygun.com’un Kahramanmaraş otelleri sayfasını inceleyebilir, fiyatları karşılaştırarak bütçenize uygun oteli seçebilirsiniz.

Elbistan Pınarbaşı

Pınarbaşı bizi berrak suyu ve yemyeşil çevresi ile karşıladı.
Pınarbaşı bizi berrak suyu ve yemyeşil çevresi ile karşıladı.

Elbistan’ın Pınarbaşı mevkiinden doğan Ceyhan nehri 509 km boyunca kıvrıla kıvrıla Çukurova’yı besleyerek Adana’dan İskenderun körfezine dökülür. Nehrin doğduğu yerde harika bir ortam olduğunu söylemek istiyorum. Gölvari bir oluşumun etrafında yürümek, dinlenmek, bir şeyler atıştırmak, deniz bisikletleri veya gösterişli kayıklarla gezinti yapmak mümkün. Özellikle gençlerin ve ailelerin uğrak yeri olan Pınarbaşı’nda ekiple birlikte gösterişli kayıklardan birine binerek ünlü Kervansaray kahvesi eşliğinde Ceyhan nehrinin keyfine vardık.

maras-doga-pinarbasi-selale

Gezinti ve kahve keyfi yaptığımız gösterişli kayık.
Gezinti ve kahve keyfi yaptığımız gösterişli kayık.

İlk kez Pınarbaşı’nda tattığım Kervansaray kahvesi hakkında da bilgi vermek isterim. Alıştığımız Türk kahvesi gibi sunulsa da tadı ve içeriği oldukça farklı. Tadı hafiften sütlü Türk kahvesine benzese de damakta mistik bir tat bıraktığını söylemeliyim. İçeriğinde kahve, sahlep, kahve kreması, harnup tozu (keçi boynuzu), kakao, menengiç ve kakule bulunuyor.

Başkonuş Yaylası

maras-doga-baskonus-cadir
Böylesine güzel bir ormanda kamp yapmayı kim istemez ki?

İlk olarak uyarmak istiyorum, Bas konuş değil, “BaŞkonuş” yaylası. Halen daha kendimi buna alıştırmaya çalışıyorum. Sırf bu yüzden bile akılda kalıcı bir adı var Başkonuş yaylasının.

Dört bir yanınız devasa çam ağaçları ile dolu olsun, içinize çektiğiniz havanın temizliği ve oksijeni burnunuzu yaksın, nereye dönerseniz dönün ruhunuz ferahlasın, bir kol mesafesinde göğü yararmışçasına uzanan ağaçların arasından kıvrıla kıvrıla zirveye çıkılsın, çıkılan zirvede önünüzde uzanan koca bir baraj gölünü ve çevresindeki yemyeşil tepeleri izlerken huzurun zirvesine ulaşın istiyorsanız Başkonuş Yaylası kesinlikle doğru adrestir.

Şansımıza aynı gün KADAK’ın (Kahramanmaraş Dağcılık & Arama Kurtarma) büyük bir etkinliği de Başkonuş yaylasında yapılıyormuş. Etrafta yüzlerce çadır, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelmiş doğa sevdalısı bir sürü gençle birlikte yemeğimizi yedik, denk geldiklerimizle sohbetler ettik.

Zirveye çıkan patikadan yürümek oldukça kolay.
Zirveye çıkan patikadan yürümek oldukça kolay.
Uçurumun kenarınan Sır baraj gölünün muhteşem manzarası.
Uçurumun kenarınan Sır baraj gölünün muhteşem manzarası.

Akşam saatinde ateş başında keyifli bir sohbetin ardından çadırda keyifli bir uyku çektik. Sabah çay, kahvelerin ardından grubun bir kısmı ile işaretli patikadan zirveye doğru yürüyüşe çıktık. Son derece kolay olan patika yaklaşık 1 km uzunluğunda. Zirvede bizi karşılayan Sır baraj gölünün manzarası muazzamdı. Eğer vaktiniz ve sabrınız var ise burada yaşayan geyiklerle de karşılaşabilirsiniz.

Başkonuş yaylasında çadır kurabileceğiniz gibi karavanla da konaklayabilirsiniz. Konfor isteyenler için kiralık dağ evleri de mevcut.

Ali Kayası

maras-doga-ali-kayasi

Bulutoğlu Köyü Ahrazlar Mezrası üzerinde yer alan Ali Kayası’na ulaşım biraz zahmetli. Böyle olması bence çok daha güzel. Ayak altında olmaması sebebiyle bakir ve temiz kalmış bir bölge. Eski Kahramanmaraş – Elbistan karayolu üzerinde, Ceyhan vadisinde yer alan Ali kayası akıllara durgunluk veren manzaraya sahip, dimdik bir kaya kütlesidir. Rivayetlere göre Hz. Ali’nin atının ayak izleri bu kayalık bölgede bulunuyormuş. Bu sebeple adı Ali kayası olarak biliniyor. Ali kayasına vardığınızda sizi karşılayan harika manzaranın sebebi ise Menzelet baraj gölüdür.

maras-doga-ali-kayasi-ekip
Menzelet manzarası eşliğinde grup fotoğrafı çekmeden olmazdı.

Ali kayasına giden toprak yol normal araçlar için zorlu olabilir. Biz minibüsle zahmetli bir yolculuk sonucu bölgeye ulaşabildik. Araçla bu bölgeye gitmeyi düşünüyorsanız yere yakın olmayan bir araç seçmeye özen gösterin.

Döngel Mağarası

Çok güzel bir isim değil mi? Döngel köyünde bulunan Döngel mağarasını gördükten sonra gerçekten de dönüp bir kez daha geleceğime dair söz verdim. Köyün içinden geçen derenin çevresinde çadır kampı yapılabiliyor. Üniversitelerden kaya tırmanışı ve mağaracılık alanında etkinlik düzenleyen gruplar burada kamp atarak çeşitli faaliyetlerde bulunuyormuş. Döngel köyünde irili ufaklı beş adet mağara bulunuyor. Biz bunlardan üçüncüsüne gittik.

maras-doga-dongel-selale

Mağaranın derinlerine gitmeyi isterseniz ayağınızda kaymayan bir doğa yürüyüşü ayakkabısı olmasında fayda var. Kayalar pürüzsüz ve nemli olduğu için oldukça kaygan. Mağaraya giden iki farklı yol var. Birincisi derenin ardından yukarıya çıkan merdivenli yol. Buradan yukarıya çıkmak oldukça kolay. Diğeri ise bizim macera sever ruhumuza uygun, kayaların üstüne tırmana tırmana çıktığımız keçi yolu. Keçi yolundan çıkmak için köyden birisinin size rehberlik etmesinde fayda var. Köyün içinden geçip suların aktığı, irili ufaklı şelalelerin olduğu alandan orta zorluktaki bir patikayı takip ederek mağaranın ilk bölümüne ulaştığımızda alışıldık mağaralardan birine gelmediğimizi anlamıştım. Olduğu gibi duran, herhangi bir düzenleme yapılmamış ve kullanımı taş devrine kadar uzanan bu devasa mağaranın içinde insan kendisini küçücük hissediyor.

Mağaranın ilk bölümü görece ulaşımı kolay ve ferah.
Mağaranın ilk bölümü, görece ulaşımı kolay ve ferah.
Daha yüksekte bulunan ikinci bölüme ulaşmak biraz çaba istiyor.
Daha yüksekte bulunan ikinci bölüme ulaşmak biraz çaba istiyor.
Tüm çabalara değecek bir bölüm: Mağara gölü
Tüm çabalara değecek bir bölüm: Mağara gölü

Mağaranın ikinci bölümü ise kesinlikle yolu bilen bir rehber eşliğinde gidilecek türden. Birbiri üstüne yığılmış devasa kayaların arasından sıkışa, sürüne mağaranın içine doğru yol aldıktan sonra hiç beklemediğim bir görüntü beni bir anda büyüledi: Kocaman bir mağara gölü. Gölün kıyısına kadar inip buz gibi suyun keyfini çıkarmakta fayda var. Ben yukarda kalıp geniş açı fotoğraflar çekmeye karar verdim.

Kahramanmaraş mağaralar yönünden de zengin bir coğrafyaya sahip. Türkiye’nin en derin beşinci mağarası Keş Dağı düdeni de burada bulunmakta.

Yeşilgöz Obruğu

maras-doga-yesilgoz
Yeşilgöz obruğu, Kahramanmaraş

Kahramanmaraş’ın en etkileyici doğal alanı bence kesinlikle Yeşilgöz obruğudur. Mağara tavanının çökmesiyle meydana gelen çukurlara obruk adı veriliyor. Yeşilgöz obruğu da bu şekilde oluşmuş ve zaman içinde suyla dolmuş. Derinliği yaklaşık 40 metre olan Yeşilgöz obruğuna zaman zaman dalışlar düzenlense de tam olarak suyun kaynağı ve dibi hakkında çok bilgi yok.

Yeşilgöz obruğu özellikle haftasonu çevreden gelen ziyaretçilerin akınına uğradığı için sakinlik isteyenlerin hafta içi ziyaret etmesinde fayda var. Obruk çevresinde bir işletme de mevcut. Buradan yiyecek ve içecek temin etmek mümkün. Girişte araçlardan ücret kesilse de bisiklet ve motosiklet ile gelenler obruğun bulunduğu alana ücretsiz girebiliyor. Obruk yakınında çadır kampına da izin veriliyor. Burada bir kaç gün geçirmek, gün doğumu ve batımında fotoğraflar çekmek harika olabilir.

CEVAP VER

Yorumunuz
Adınız

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.