Seyahat Etmek İstediğinizde Duyduklarınıza Kulak Asmayın

Bir kez daha seyahat etmek istediğim anda hep aynı laflar. Her zamanki gibi bu sefer de çevremdekilerin bir kısmından “harika!” tepkiler almaktayım. Ne zaman sırtıma çantayı alıp Dünya’nın bir ucunda son bulacak seyahate çıkmak istesem hep aynı tepkilerle karşılaşıyorum. Tahmin edeceğiniz üzere bu tepkiler çoğunlukla yapıcı olmaktan çok uzaktalar. Anlayamadığım bir sebeple insanlar uzun süreli veya macera dolu seyahat etmek isteyenleri engellemeyi görev biliyorlar. Yine de seyahate çıkmak başka bir şey, tatil yapmak bambaşka. Bunun çok farklı olduğunu bilenler laflara pek kulak asmayan, çantasını sırtına alıp yeni yerler keşfetmeye çıkanlardır.

İnsanlık tarihi boyunca yeni kıtaları keşfedenler, farklı kültürlerle tanışan, hiç bilmediği yerlere giderek bizlere yol gösterenler en büyük ilham kaynağım oldu. Eğer onlar da çevrenin söylediklerine kulak asmış olsalardı halen Dünya’nın düz bir tepsiden ibaret olduğuna inanıyor olacaktık.

Seyahat etmek isteyip, çantanızla yeni yerler keşfetmeye, yeni kültürler tanımaya ve hayatınızın macerasını yaşamaya karar verdiğiniz zaman en yakın arkadaşlarınızdan, dostlarınızdan ve hatta ailenizden göreceğiniz tepkilere hazırlıklı olmalısınız. Sizi çılgın, hayalbaz, deli diye nitelendirir, hayatınızın en büyük hatasını yaptığınıza inandırmaya çalışırlar. Karşılaşacağınız tepkilere şimdiden hazırlıklı olun ve önce kendinize sonra da karşınızda duranlara verecek cevaplarınızı belirleyin.

Seyahat Etmek Sizi Korkutmasın

Seyahate çıkmak kariyer yapmaya engel değil.
Seyahate çıkmak kariyer yapmaya engel değil.

İyi Bir İşin Var

Çok fazla kazandırmayan fakat gerçekten de güzel işlerde çalıştım. Bu doğru, kısa süre içinde girdiğim işlerde hedeflerime hep ulaştım. Şimdiye kadar hiç bir işte çuvallamadım. Kariyer denen modern köleliğe boyun eğmiş olsam kesin müdür, yönetici vs… olabilirdim. Problem de burada başlıyor. Zaten harika işler yapabilmiş, güzel işlerde çalışabilmiş birisi olarak uzun seyahatler boyunca kazandığım deneyim, bilgi birikimi ile eminim istediğim her an iyi bir iş daha bulabilirim.

Dünya çalışmak isteyen insanlar için yapılacak işlerle dolu zaten. İyi bir işinizin olması hayatınızın tek ve son seçeneği demek değildir. Hey, eğer bir kere güzel bir işiniz olduysa, bir kez daha güzel bir iş bulma şansınız her zaman vardır.
Duruma tersinden de bakabilirsiniz. İyi bir işe sahip olmanız, hayatınız boyunca bu işin iyi olacağı garantisini vermez. Hele ki Dünya’nın içinde bulunduğu saçma ekonomik düzen içinde.

Kariyerin İçin Kötü Bir Adım

Çalıştığım işi bırakıp oldukça düşük bütçeli seyahat etmek birinci hedefim oldu. Bütçemi düşük tutabilmek için zaman zaman gönüllü işlerde çalıştım. Bunlar arasında barmenlik, odun kesmek, tarla – bahçe işleri, hostel temizliği gibi pek alakasız işler bulunmakta. Kariyer meraklısı arkadaşlarımın en büyük endişelerinden birisi ise öz geçmişime bu işleri yazmamın pek hoş olmayacağı idi. Hep aynı soru: “Kariyerin ne olacak?” Buna verilecek bir kaç cevap her zaman hazırdır.

Öncelikle bir çok işveren çalışanlarının uluslararası – yurtdışı tecrübelerine önem vermekte. Asıl meslek alanınızın dışında bile olsa bu kesinlikle artı deneyim olarak görülür. Asıl önemli olan seyahat karşıtı bir firmada gerçekten de çalışmak ister misiniz?

Öte yandan yurtdışına seyahat etmek kafanızda öyle ya da böyle şekillenen kariyer planlarınıza yeni bir yön verebilir. Benim için böyle oldu, eğer evde oturmayı seçseydim asla istediğim, tercih ettiğim yolda ilerlemeyecektim. Bloguma düzenli yazılar yazmaya başladığımda bunun beni gerçekten de mutlu ettiğini farkettim. Böylece daha çok yazı yazmaya başladım. Şimdi de tüm deneyimlerim ve bilgi birikimimi bir kitap yazarak aktarmayı tercih ettim. Bu da beni oldukça mutlu ediyor. Evde oturmuş olsaydım bu noktaya asla ulaşamazdım. Cesur olun, seyahat etmek size deneyimler kazandıracak ve herkesden bir adım önde olmanıza yarayacak.

Gönüllü işler size beceriler kazandırır. | Orinoco Delta, Venezuela
Gönüllü işler size beceriler kazandırır. | Orinoco Delta, Venezuela

Bütün Birikimini Kaybedersin

Bedavaya seyahat etmek oldukça zor hatta imkansızdır. Bunun için mutlaka bir birikiminiz olması şarttır. Ve bir kere birikim yapmaya başladığınızda bunu sadece seyahat etmek için harcamanın aptalca olduğu söylenir durur. Evet bir çok gezgin belli bir miktar parasını biriktirir ve bunu yollarda harcar. Eve genelde beş parasız dönülür. Bu doğrudur fakat Dünya’nın sonu da değildir.

Uzun bir seyahate çıktığınızda evde yaşadığınızdan daha farklı bir hayat sizi bekliyor olacak. Paranızı çok daha iyi kontrol edebilir ve eğer dikkatli olursanız evde harcadığınızdan çok daha düşük miktarlarla çok güzel günler geçirebilirsiniz. Özellikle gönüllü işler hiç para harcamadan bir kaç ay vakit geçirmenize olanak sağlar. Ayrıca belli yetenekleriniz var ise (Web sitesi yönetimi, müzisyenlik, sahne sanatları, yabancı dil eğitmenliği vs…) yolda para kazanmanız da olasıdır. Venezuela’nın yağmur ormanlarında bulunan turistik kampta kaldığım süre boyunca web sitelerini yenilemem karşılığında 1 aylık seyahat masrafımı kazanmıştım. Tabii kampta yaşadığım bedava 2 aylık süreyi de buna eklerseniz hiç para harcamadan 3 ay seyahat ettim diyebilirim.

Cebinizdeki bütün parayı bitirene kadar seyahat edip, partilere takılıp, hotellerde gün geçirip eve dönün demiyorum. Ekonomik seyahat etmek hem zorla yaptığınız birikiminizi korur hem de çok daha fazla yerler görmenize, deneyimler kazanmanıza sebep olur. Gönüllü işlerde çalışarak seyahat etmek oldukça keyifli ve kazançlı olabilir.

Sırbistan’ı Sevmezsin

Çoğu kişi için seyahat etmek ve yolculuk boyunca çalışmak güzel bir fikirdir. Yine de Sırbistan‘da hayal kırıklığına uğrayacağımı söyleyenlerin sayısı oldukça fazlaydı. Bu sözün kaynağı orada yaşadıkları veya orayı gördükleri, bildikleri için değil sağdan soldan duyduklarıydı sadece.
Size bir sır vereyim, Dünya üzerinde herhangi bir yer, Brezilya, Gana, Rusya veya Mozambik, benim için çok büyük fark taşımıyor. Gideceğim her yer bana keyif verir. Ve eğer gerçekten de sevmediğim bir yere denk gelirsem oradan uzaklaşmam yeterli olur. Bir süre seyahat etmek bana bunu öğretti. Eminim siz de farkına varacaksınız ki her daim attığınız adımlara özgürce karar verebilirsiniz. Canınız nereye gitmek istiyorsa, imkanlar dahilinde, gidebilirsiniz. Moral bozmaya çalışanların sözlerini bir kenara bırakın ve seyahatinizin keyfini çıkarın.

Yabancı Dil Bilmiyorsun!

Seyahat etmek yabancı dil öğrenmenin en eğlenceli yoludur. | Arnavutluk
Seyahat etmek yabancı dil öğrenmenin en eğlenceli yoludur. | Arnavutluk

Bu konuda dürüst olmam gerekirse gittiğim yerlerin dilini bilmiyor olmak beni asla endişelendirmedi. Türkiye’de yaşayanların yabancılarla ne kadar kolay iletişim kurduklarını emin olun tüm Dünya biliyor. Göçebe bir kültürün getirisi olduğuna inandığım bu durum seyahatim boyunca bana inanılmaz yardımcı oldu. Yabancı dilde iletişim kurmaktan daha önemlisi insanlarla nasıl iletişim kurmayı bilmenizdir. Biraz pandomim, biraz cesaret ve biraz da ilgi ile anlaşamayacağınız insan yoktur. Bu durumun bir diğer getirisi de seyahat ederken farklı diller öğrenmenizdir.

Gittiğiniz her yerde en azından günlük temel kelimeleri öğrenmeye başlayın. Kısa bir süre içinde nasıl da duruma uyum sağladığınızı gördüğünüzde eminim çok şaşıracaksınız. Balkan ülkeleri seyahatim sırasında Sırpça ve Arnavutça’yı köylerdeki insanlarla konuşa konuşa öğrendim. O kadar ki 2 hafta gibi kısa bir sürede derdimi, ihtiyaçlarımı anlatacak kadar yabancı dili öğrenmeyi öğrendim. İletişim kuracağınız her yabancıyı birer öğretmen olarak kabul edin ve gittiğiniz ülkenin dilini konuşmak için çabalamaktan, gerekirse aptalca görünmekten asla çekinmeyin. Seyahat etmek yeni bir dil öğrenmenin en güzel yoludur.

Sonuç

Seyahat etmek ufkunuzu açar | Grabov, Arnavutluk
Seyahat etmek ufkunuzu açar | Grabov, Arnavutluk

Seyahate çıkmamak ve farklı şeylerle hayatınızı geçirmek için her zaman bahaneler bulmak kolaydır. Geriye dönüp bakıyorum da yıllardır çevremdekilerin olumsuz yaklaşımlarına kulak asmadan direnmiş olmamdan feci halde memnunum. Eğer çevredekilerin görüşlerine kulak asmış olsaydım muhtemelen benim de sıkıcı bir hayatım olacaktı ve edindiğim deneyimler birer hayal olarak zihnimi kurcalamaya, beni mutsuz etmeye devam edecekti. Sizlere tavsiyem eğer seyahat etmeye karar verdiyseniz çevrenizdekilerin olumsuz yaklaşımlarına kulaklarınızı tıkayın ve hayallerinizi geç kalmadan gerçekleştirin. Hayatınızın macerasını yaşamaya ne dersiniz?

8 YORUM

  1. Merhaba yazını keyifle okudum. Aynı yöntemle ben de seyahat ediyorum. Aynı durumlarla ben de karşılaştım. Web tasarımcısıyım. Freelance olarak çalışıyorum. Bu nedenle yurt dısındayken de işlerimi takip edebiliyorum. Yazdıkların yaşadıklarıma o kadar benziyor ki anlatamam. Bir firmada daha yüksek maaşlarla çalışabilecekken, freelance olarak kendime yetecek kadar kazanmak beni daha özgür hissettiriyor. Sistemin kölesi olmaktansa daha az ile yetinmeyi tercih ediyorum. Henüz çok fazla yer göremedim dünyada ama zamanla olacak inşallah. Şimdiye dek sorumluluklarım cok fazla idi ve bana bu engel oldu. Ancak artık son birkaç senedir bu kabuğu yırttım diyebilirim. Geçen sene bir Thailand seyahatim oldu. Tamamen spontane bir şekilde. Nepal’de 15 gunun daha vardı, uçak biletlerinin ucuz olduğunu görünce oraya uçtum ben de. Orada sınırlarımı test etme imkanı buldum. Bungy Jumping yaptım mesela. Ki hayalimdi ve oraya çıkana dek yapıp yapamayacağımı bilmiyordum. Benim için muhteşem bir deneyim oldu. Bir fotoğrafın peşine takılıp gitmiştim Thailand’a mesela. Bir arkadaşın facebook profilinde gördügüm kötü çekilmiş ve aslında tam olarak ne olduğu belli olmayan bulanık bir fotoğraftı. Fotoğrafta seni ne çekti diye sorarsan, ahşap doku ve kapıdan içeriye vuran ışık. Bir tapınağın iiçinde çekilmişti fotoğraf. The Sanctuary of truth. Ve içimde bir istek duymuştum. Bir gün oraya gitmeliyim ve o zeminde o ışığın altında oturmalıyım. Ama ne zaman gidebileceğimi kestiremiyordum o an. Çünkü uçak biletleri pahalı görünmüştü bana. İşte o sene Nepal’e gittiğimde oradan uçak biletlerini kontrol ettiğimde ahhh işte şimdi hayalimi gerçekleştirme zamanı diyerek hemen almıştım. Uçakta ve yolculuk esnasında bu tapınaktan bahsettiğim herkes, ki sohbet ettiğim turistler bunlar, tapınak Pattaya’da olduğu için yüz ifadeleri değişmişti. Hiç iyi bir yer değil dediler hepsi. Özellikle tek başına bir bayan için. Bunlar moralimi bozdu açıkcası ve gezimin Pattaya ayağını son günlere bıraktım kararsızlıkla. Aldığım Lonely Planet de de farklı şeyler söylemiyordu ve bir sürü uyarılarda bulunuyordu. Deniz tatili de yapayım diyerek Koh Samet’te gittiğimde orada tanıştığım Avustralya’lı bir bayan arkadaş, bana hayalimi gerçekleştirmemi salık verdi. Korkma orası hiç de tehlikeli bir yer değil dedi. Ve ben kalan son 3 günümde Pattaya’ya gittim. Orada hayatımın en güzel anlarını yaşadım diyebilirim. İyiki de gitmişim. Bungy Jumping’i orada yaptım. Yine arkadaşın fotoğraflarında gördüğüm ormanda iplerle ağaçtan ağaca kaydıkları, Flight of the Gibbon’un da burada yapıldığını gördüm ve muhteşem bir deneyimdi. Kaplanlara dokundum orada, sarıldım. Ve o gözümü korkuttukları seks merkezi dedikleri Pattaya’da hayatımda yaşadığım en güzel anları yaşadım. Üstelik başıma kötü hiç bir şey de gelmedi. Neyi arıyorsan onu buluyorsun kısacası. Ben ruhumu yüceltecek deneyimler peşindeydim ve bunları buldum orada… Teşekkürler güzel yazınız için. Kendimden bir parça buldum sizde. 🙂

  2. Cok sanslisin. Tebrik ediyorum seni :))) Blog harika olmus. İsime cok yarayacak.. Devamını bekliyor ve takip ediyorum… Bol sans.. Yolun acık olsun 😉

  3. benimde hep hayalimdir kendime hedef koydum maksimum 1,5 yıl sonra özgürce seyahat edebileceğim , yazın ufkumu açtı kalemine sağlık .

CEVAP VER

Yorumunuz
Adınız

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.