Cebelitarık Marina | İspanya Sınırını Geçmek

Sabah uyandığımızda Philip Cebelitarık marina ile telsiz bağlantısı kuruyor. Uygun bir yer olmadığını öğrenince diğer Cebelitarık marina ve İspanya marinalarını aramaya devam ediyor. Kısa bir telefon trafiğinden sonra Cebelitarık’ta bulunan Marina Bay bizi kabul edeceğini belirtiyor. Marina Bay havaalanı pistinin hemen güneyinde yer alıyor. Girişte hemen ofisin önüne yanaşıyoruz.

Seyyahın Seyir Defteri

10 Aralık 2012

Cebelitarık Marina İşlemleri

Philip evraklar ve pasaportlarımız ile birlikte ofise gidiyor. Uzun sayılacak bir süre sonunda geri geliyor ve benim yat acentasından gerekli kağıdım gelene kadar teknede kalmam gerektiğini belirtiyor.

Yaklaşık 7 buçuk civarı ofisteki görevli elinde bir kağıtla geliyor. Acentanın adamı Ispanya tarafında yoğun trafik yüzünden gelememiş ve evrağı faks ile yollamış. Evrakta geldiğimiz tarih ve yaklaşık 2 gün kalacağımız yazılı.
Evrağı alır almaz hemen hazırlanıp yemeğe çıkıyoruz.

Yemek için Philip ve Lauren’in önceden bildiği bir restorana gidiyoruz. Restoran Ispanya’nın Linea kentinde. Cebelitarık’tan 5 dakikalık bir yürüyüş ile Ispanya’ya ulaşmak mümkün. Arada bulunan sınır kapısından geçmeme izin verilip verilmeyeceğini bilmiyoruz. Yine de denemekten bir zarar çıkmaz diyerek yola koyuluyoruz. Ana caddeden yürürken garip bir uyarı levhası gözümüze çarpıyor. Şehrin havalimanı pisti ile ana cadde kesişmekte. Ciddi ciddi bildiğimiz uçak pistini enlemesine yürüyerek geçip sınır kapısına varıyoruz.

cebelitarık marina
Cebelitarık Marina ve Cebelitarık Kayası

Elimizi kolumuzu sallaya sallaya geçerken sınır polisi pasaportlarımızı göstermemiz için bizi uyarıyor. Tam da o sırada geçen diğer bir sürü insanın pasaportlarının kimlik sayfalarını gösterip geçtiklerini farkedince hiç bozuntuya vermeden el çabukluğu ile pasaportu gösterip olur alınca Ispanya’ya geçmiş oluyorum. Pasaport kontrolünden sonra geçtiğimiz bölümde ise sadece çantaları kontrol ediyorlar. Sanırım Cebelitarık tarafında bulunan vergisiz alkol ve sigara dükkanları bu kontrollerde etkili.

5 dakikalık yürüyüş sonunda ufak bir sokak arasında bulunan La Chimenea adlı restorana varıyoruz. Içerisi oldukça ufak. Birkaç masa dışında sıradan bir bar şeklinde düzenlenmiş. Içeride vızır vızır çalışan 5 adet hanım var. Eğlenceli Ispanyol müziği ise ortamı eğlenceli kılmakta.
Menüde birbirinden farklı seçenekler mevcut. Seçim işini Philip üstleniyor. Başlangıç olarak ufak bir parça yumuşacık kırmızı et yiyoruz. Daha sonra anlıyorum ki burasının tarzı ufak porsiyonlar halinde çeşitli ilginç yiyeceklerin hazırlandığı çok yerel tadları barındıran bir restoran.
Yediklerimiz arasında kızarmış ekmek üstü domates sosu, peynir ve sıcak incir, minik ekmek arası tütsülenmiş et, sucuk benzeri ilginç ürünler vs… mevcut. Yediğimiz her parça beni fazlasıyla mutlu ediyor. Oldukça lezzetli ve iştah kabartıcılar.
Biraz da tehlikeli bir ortam çünkü porsiyonlar küçük, fiyatlar ucuz ve herşey çok lezzetli. Insanın durması baya zor. Öyle de oluyor, Philip büyük bir keyifle sipariş üstüne sipariş veriyor. Büyük bir coşkunluk ve mutlulukla her bir parçanın tadını çıkartıyoruz.
Dönüş vakti gelince yine aynı soru kafamı kurcalıyor. Sınırda bir sorun çıkartırlar mı? Sınıra yaklaştığımızda bu sefer deneyimli bir şekilde pasaportumu önceden hazırlıyorum. Önümden yürüyen Lauren ve Sandrine’in pasaportuna göz ucuyla bakan polis benim sadece yüzüme bakarak Ok demekle yetiniyor. Bugünü de sorunsuz atlattık.
Tekneye döndüğümüz sırada hepimiz yemeğin keyfi ve midelerin sonuna kadar dolu olması sebebiyle yorgun, sarhoş ve mutlu bir halde uyumaya çekiliyoruz.

CEVAP VER

Yorumunuz
Adınız

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.